Zaman hızla akıp geçiyor gerçekten de. Turumuzun beşinci ülkesini de bitirmek üzereyiz. Ohrid şehir gezisinden sonra istikametimiz Bitola yani nam-ı diğer Manastır şehriydi. Dönüşte de Resne'ye uğradık tabiki. Bitola gezisi bizim için biraz duygusal geçti diyebilirim. Sanırım her giden biraz olsun mahsunlaşıyordur.
Bitola ( Manastır ), Makedonya'nın Üsküp'ten sonraki ikinci büyük şehri konumunda. Yunanistan sınırına oldukça yakın olan Bitola'da Osmanlı izlerini görmeniz mümkün. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde " en güzel rum ili " diye bahsettiği Bitola'nın bizim için önemi Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim aldığı Manastır Askeri İdadisi'nin burada olmasından geliyor. Bitola, tam bir konsolosluklar şehri. 20 tane konsolosluğun bulunduğu şehrin trafiğe kapalı olan Hamidiye Caddesi en çok beğendiğim yer oldu. Hayatın ne kadar canlı olduğunun bir göstergesi bu cadde.
Bitola'yı bizler için önemli kılan Manastır Askeri İdadisi'ni mutlaka görmelisiniz. Günümüzde müze olarak kullanılıyor. Bahçesinden içeriye adımınızı attıktan sonra başlayan heyecanım binanın ikinci katındaki Atatürk'e özel ayrılmış bölüme girmemle yerini hüzne ve tabiki gurura bıraktı. Bu ödel bölüme girince sağ tarafta bulunan Atatürk'ün o yıllardaki halini gösteren ve balmumundan yapılmış olan heykel Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz BÜYÜKERŞEN tarafından yaptırılmış. Oldukça büyük olan özel bölümde Atatürk ile ilgili pek çok şeyi görebilir, anı defterine bir şeyler yazabilirsiniz. Ayrıca bölümün giriş kısmının ilk duvarında Atatürk'e o yıllarda aşık olan ve ölünceye dek ona aşkı devam eden Eleni KARİNTE'nin Ata'mıza yazdığı mektubu okuyabilirsiniz.
Gidemeyenler için: " Çok seneler geçti, ben halen her gün senden haber bekliyorum. Herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla. Kağıttaki gözyaşlarımı görebileceksin. Yıllar ve olaylar geçiyor, seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor. Mektubumu okurken, başka kadını seviyorsan, mektubumu yırt. Manastırlı Eleni Karinte, bir gün tanıdığı ve aşık olduğu adama bütün ömrünü harcamıştır. Benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar çok seviyorsan, kendisine hiçbir şey söyleme, senin kadar mutlu olmasını diliyorum. Fakat, balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan, seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğimi bilmeni istiyorum. Döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum. Babam vefat etti. Beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi. Ağladım, biliyorum ki tüm kilitleri ve hapisleri boşuna harcadı.Beni evlendirecekleri adamı sadece bir kez gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi söyledi. Ben kendisine, 'Hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum' dedim. Babam beni hiç bir zaman affetmedi ve ben de kendisini affetmedim. O zamanlardaki gibi artık genç ve güzel değilim. Ebediyen seni seven ve seni bekleyen, Eleni Karinte'n.''
Hamidiye Caddesi, şehrin en hareketli caddesi. 3 - 4 katlı binaların olduğu, binaların alt katlarında küçük ama şirin cafelerin ve Eleni Karinte'nin yaşadığı - hapsolduğu evin yer aldığı caddenin bazı sokaklarında Elveda Rumeli dizisinin çekimleri yapılmış. Balkanların ilk sinemacıları sayılan Makedonyalı Yanaki MANAKİ ve Milton MANAKİ Kardeşler'in çektiği ve çeşitli tarihçiler ve sinemacılar tarafından tarihteki ilk Türk / Osmanlı filmi olarak kabul edilen " Sultan 5. Mehmet Reşat'ın Bitola Seyahati " adlı film 1911 yılında yine bu cadde üzerinde çekilmiş. Hamidiye Caddesi üzerinde Türk Çarşısı ve Bedesten bulunuyor. Caddenin sonunda ise Büyük İskender'in Anıtı var. Yunanlılar Büyük İskender'in Yunanlı olduğunu ve Makedonya'nın da Yunanistan toprağı olduğunu iddia ediyorlar. Bu iddiayı anıtın hemen başında bizzat 2 Yunanlı genci ısrarlı konuşmalarıyla yaşamış olduk. Bu durum iki ülke arasında savaş çıkaracak kadar ciddi durumda. Çünkü Yunanlılar Makedonya'nın bağımsızlığını tanımıyor. Bu nedenle de Birleşmiş Milletler ülkeyi " Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti " olarak tanıyor. Yolun devamında saat kulesini,yeni camii, Haydar Kadı Camii'ni ve 1506 yılından kalma İshak Bey Camii'ni görebilirsiniz.
Şehrin güzelliği Makedon edebiyatında ve şarkılarında da geniş yer bulmuştur. Manastırla ilgili en meşhur şarkılardan biri “ Bitola Moj Roden Kraj ” yani " Bitola Güzel Memleketim ". Yine Manastırla ilgili Atatürk'ün de çok sevdiği ve Fikriye Hanım'ın piyano ile Ata'mıza çaldığı ( Veda filminde bu sahneyi izlemiştik ) “ Manastır'ın Ortasında Var Bir Havuz ” isimli şarkı da vardır. Sözleri şu şekildedir :
" Manastır'ın ortasında var bir havuz, canım havuz
bu köyün kızları hepsi de yavuzbiz çalar oynarız, aman
Manastır'ın ortasında var bir çeşme, canım çeşme
bu köyün kızları hepsi de seçme
biz çalar oynarız, aman "
Bitola'dan Ohrid'e dönüş yolundaki durağımız Resne. Buraya bizi götüren en önemli eser Resne'li Niyazi Bey Sarayı. Resneli Niyazi Bey, İttihat ve Terakki döneminin önde gelen bir ismidir. Birinci Meşrutiyet'in ilanına neden olan ayaklanmanın lideridir. 1913 yılında, Arnavutluk'tan gemiyle İstanbul'a gelirken kendisi için gönderilen koruma tarafından gemide öldürülünce arkasından meşhur “ Ne Şehittir Ne Gazi, Pisi Pisine Gitti Niyazi ” sözü söyleniyor. Evet, bu meşhur sözde adı geçen Niyazi, Resne'li Niyazi'nin ta kendisidir. Ayrıca " Geyik Muhabbeti " söyleminin de yine Resne'li Niyazi Bey'in dağda bulduğu geyiği beslemesi, İstanbul'a getirip Gülhane Parkı'na yerleştirmesi nedeniyle çıktığı rivayet ediliyor. Resne'li Niyazi Bey'in Sarayı, Fransa'daki Versailles Sarayı'nın bir kopyasıdır.
Ohrid'den ayrılma zamanı geldi, sıradaki şehrimiz Üsküp ve ardından da son ülkemiz Kosova..
2 yorum:
Bitola Moj Roden Kraj (Manastır Doğum Yerim) isimli eserin Beste ve güftesi 1955 yılında anavatana göç eden T.C. Vatandaşı Hayri ÖNDER (Makedonyadaki adı Ajri DEMİROVSKİ) dir. Hayri ÖNDER in bu eseri yüzyılın parçası olarak seçilmiştir. Manastır Belediye Meclisince kendisine Fahri Hemşerilik Beratı verilmiştir. Besteci Elveda Rumeli isimli dizi filimde Manastır Doğum Yerim isimli parçasını Türkçe olarak kendisi okumuştur. 2009 yılında kaybettiğimiz Hayri Önder'i rahmetle anıyorum.
Paylaşımınız için teşekkür ederim.
Yorum Gönder