Kuzey Ege Turumuzun sonuna geldik artık. Bu günümüzü, özgürce yaşayabileceğimiz, bizim diyebileceğimiz bir toprağımızın, vatanımızın olması için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde ilan edilmesi için kanlarının son damlasına kadar savaşan ve ölen şehitlerimizin ruhunu bir nebze de olsa şadetmeye ayırdık.
Türkiye Cumhuriyeti’nin her bireyinin bir gün bir şekilde bu toprakları ve buradaki şehitlik, abide ve mezarlıkları görmesi gerekiyor. Şu anda üzerine basıp yaşadığımız bu toprakların ne şekilde ve ne şartlarla elde edildiğini , millet olmanın, ulus olmanın, bir avuç toprak ve özgürlüğün ne kadar kıymetli ve asla vazgeçilemeyecek önceliğimiz olduğunun anlaşılması için görülmesi gerekiyor. Orada öyle bir tarih yatıyor ki bunu ne kitaplarda okuyabiliriz ne de resimlerde görebiliriz. O topraklara ayak bastığınız an kendinize şu soruyu soruyorsunuz: ” Ben bu ülke için ne yaptım, ne yapıyorum ve ne yapacağım? “ Bu soruya cevap verebiliyorsanız ne mutlu size!
09 Ağustos Pazar sabahı erkenden Çanakkale’ye geldik. Önce kahvaltı molası ardından meşhur peynir helvası alışverişi sonrası arabalı vapur ile Kilitbahir’e geçtik.
Çanakkale’den Gestaş ile isterseniz Kilitbahir’e isterseniz Eceabat’a geçebilirsiniz. Kilitbahir yolculuğu yaklaşık 10 dakika sürüyor. Yolculuk boyunca tam karşınızda duran , dağa yazılmış “ Dur Yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir” yazısından gözünüzü alamıyorsunuz. İşte o an içinizde tarihimize yolculuk başlamış oluyor.
Kilitbahir Kalesi… Tam karşısında Çanakkale Çimenlik Kalesi. Her iki kale, Çanakkale Boğazı’nın en dar (1250 metre), en derin (113 metre) ve en hızlı akıntının olduğu yerde karşılıklı duruyor. Belli ki stratejik bir önemi var bu kalelerin. 1461-1462 yıllarında Fatih Sultan Mehmet yaptırmış Kilitbahir Kalesi’ni. Konumu gereği boğazı kilitleyen ve geçilmez hale getiren bir kale. Hemen yanı başında ise Hamidiye Tabyaları ve onun 500 metre güneydoğusunda Mecidiye Tabyaları bulunuyor. Hamidiye Tabyaları merkez savunma tabyası olarak kullanılmış ve toprakla gizlenmiş. Bu nedenle de Boğaz Harbi’nde çok önemli bir rol oynamış. Mecidiye Tabyaları ise 9 bölümden oluşuyor. Dünya’nın en büyük donanması Fransız Ocean Zırhlısı, bu tabyalardan Seyid Onbaşı’nın gönderdiği mermi ile batmış. Tabyalarda o dönemlere ait pek çok şey görebiliyor insan. Ayrıca birkaç tane yerde video gösterimi ve kısa süreli de olsa sesli canlandırmalar var.
Tabyaların orada ziyarete gelen herkesin rahatlıkla kullanabileceği ve muhakkak edinmesi gereken Çanakkale Şehitlik Haritası 1,-TL ye satılıyor. Haritayı elimize alıp baktığımızda gidilecek çok fazla yer olduğunu gördük . Dedikleri gibi buraları gezmek ve görmek için 1 gün yeterli olmayacak.
Güzergahta ilk durağımız Soğanlıdere Şehitliği oldu. Burada Yarbay Kazım Karabekir’in 14. Tümen komutanı olarak görev yaptığı sırada şehit olan askerler için yapılmış bir şehitlik bulunuyor. Bu şehitliğe gelirken Havuzlar Şehitliği’ni de görmeniz mümkün. Soğanlıdere Şehitliği’nden sonra daha çok Fransız Cephesi’nde şehit düşen subay ve erlerimizin bulunduğu Şahindere Şehitliği geliyor. Burada Üsteğmen Sami Efendi’nin kabrini görmek mümkün.
Alçıtepe Köyü… Türkiye’nin ilk özel müzesi olan Salim Mutlu Müzesi’nin açıldığı yer. Alçıtepe, boğazı geçebilmek için düşmanın uzun süre hep ele geçirmeyi planladığı , 217 rakımlı en stratejik konumdaki tepe özelliğine sahip. Alçıtepe Köyü’ne gelmişken Fevzi Çakmak Anıtı’nı görüp Abide’ye doğru yola devam edebilirsiniz.
Abide… 253.000 şehidimizin adına 1954 yılında yapımına başlanıp 1960 yılında tamamlanmıştır. Eskiden Kanlıdere, Kerevizdere ve Morto Koyu civarında şehit düşen askerlerimiz için şehitlik yapılıp daha sonra otoparka çevrilmiş.
Boğaz’ın asla geçilemeyeceğinin sembolü olan Abide ‘de 2007 yılında tekrar şehitlik yapılmış. Abide gerçekten çok görkemli. Otopark problemi pek yok. Ve her zamanki gibi çok kalabalık.
Abide’den sonra istikamet Seddülbahir’de bulunan İlk Şehitler Anıtı. 3 Kasım 1914 yılında savaşın başladığı ve 86 şehidimizin toprağa düştüğü yerde bulunmaktadır. Seddülbahir Köyü ile Seddülbahir Tabyaları’nın arasındaki dar kumsal Ertuğrul Koyu’dur. Burada Ezineli Yahya Çavuş ve 63 arkadaşı destan yazmış. Düşman ülkelerin kömür gemisi ile çıkarma yapmayı planladığı, askerimizin sivil gemi olduğu için savaşmadığı ve bu nedenle şehitlerimizim kanıyla kıpkırmızı olduğu söylenen koydur Ertuğrul Koyu. İnsanların şu anda denize girmeyi tercih ettiği, 1915 li yıllarda kanlı bir çıkarmaya sahne olmuş koydur. Hemen yanı başında Fransız Mezarlığı bulunmaktadır. Koyun tepesinde Ezineli Yahya Çavuş ve arkadaşlarının anısına şehitlik ve anıt bulunuyor.
4 mısralık şiir her şeyi özetliyor:
“Bir Kahraman takım ve Yahya Çavuştular,
Tam üç alayla burada gönülden vuruştular,
Düşman tümen sanırdı bu şaheser eserleri,
Allah’ı arzu ettiler, akşama kavuştular. “
Ertuğrul Koyu’ndan sonra sırayla Tekkekoy, Zığındere Sargıyeri Şehitliği’ni ziyaret ederek tekrar Alçıtepe Köyü’ne geri döndük. Burada Kabatepe ayrımından giderek Kabatepe Tanıtım Müzesi’ne oradan da Anzak Koyu’na gittik. Bu cephede 1915 yılında özellikle Yeni Zelanda ve Avustralya askerleri savaşmışlar.
Anzak Koyu’ndan Kabatepe’ye geri döndük ve buradan Mehmetçiğe Saygı Anıtı’na gittik. Kendi askerlerinin yaralı diye bırakıp gittiği İngiliz askerini kucağına alarak düşman siperlerine götürüp teslim eden Mehmetçiğimizin anlatıldığı, ne kadar asil bir millet olduğumuzu bir kez daha hissettiğimiz anıtın olduğu yer.
Karayörükdere Şehitliği’nden sonra Kanlısırt’a gidip o günleri anlatan kitabeleri görmek mümkün. Zaten buradan itibaren pek çok yerde o günleri anlatan bu büyük kitabelerle karşılaşıyorsunuz. Bilmeden gidiyorsanız bazı şeyleri orada okuyup öğrenmeniz de mümkün.
Kırmızı Sırt, Çataldere Şehitliği, Yarbay Hüseyin Avni Bey Şehitliği, Kesikdere Şehitliği ve 57. Alay Şehitliği Şehitliği yol üzerinde durup görmeniz gereken yerler. Özellikle 57. Alay’ın en fazla harp ettiği ve tamamen şehit olup hiç ayrılmadıkları yerde bir mehmetçiğimizin annesine yazdığı o masum mektubu okumanız gerekiyor. Ayrıca bu savaşta 57.Alay'daki tüm mehmetçikler şehit olduğu için bugün ordumuzda 57. Alay bulunmamaktadır.
Conkbayırı’na doğru ilerlerken Mehmet Çavuş Anıtı’nı, Arıburnu Yarları’nı, 1994 yılında çıkan yangında ölen orman baş müdürü ve ormancılar için yapılan anıtı ve pek çok siperi görmeniz mümkün. Kuzey Cephesi’nde 07-10 Ağustos 1915 günlerinin en kanlı çarpışmalarının yaşandığı ,261 rakımlı tepe ve civarı Conkbayırı’dır. Siperler, kitabeler ve Yeni Zelandalı’ların en büyük anıtı burada bulunuyor. Ayrıca 10 Ağustos günü patlayan şarapnel parçası Mustafa Kemal Atatürk’ün göğsüne isabet etmiş ancak göğsünde bulunan cep saati Atamızı bu tepede kurtarmıştır.
Buradan Kemalyeri Yazıtı’na, Kocadere Hastane Şehitliği’ne, Bigalı Köy’e, Suvla Koyu’na , Büyük Anarfartalar Köyü ile buradaki şehitliğe ve Küçük Anafartalar Köyü’ne gidebilirsiniz. Biz zamanımız kısıtlı olduğu için Conkbayırı’ndan sonra dönüş yoluna koyulduk.
Geride bıraktığımız yerlerde kocaman bir tarih yatıyor, orada koca bir devir battı. Orada şehit düşen tüm Mehmetçiklerimizin ne için şehit düştüklerini unutmadan ve unutturmadan sahip çıkmalıyız bu ülkeye. Şu anda onların ve Ulu Önder Atatürk’ün kemikleri sızlıyor olsa da bunu bir nebze de olsa dindirmek için hala fırsatımız ve zamanımız olduğunu unutmayalım. Bu vatan hepimizin, onu kimsenin bölüp parçalamasına izin vermeyelim. Uzun bir zamandan sonra biz de Türk Milleti olarak destan yazalım.
Tarihimizle dolu bir gezinin ardından dönüş yolculuğu başladı. Yol güzergahımız oldukça güzel. Yol kenarlarında satılan sebze ve meyveler harika. Domates yemeyen birisi olarak en çok üzüldüğüm zamanlar oldu bu alış verişler. Akşam üstü geldiğimiz Tekirdağ’da geleneksel köfte molamızı verdik. Biz tercihimizi genelde İstanbul yolu üzerinde bulunan Köfteci İbrahim Usta’dan yana kullanıyoruz. Migros’u geçip yan yola girdikten sonra ufak bir yokuş göreceksiniz. O yokuşun hemen başında bulunuyor Köfteci İbrahim Usta. Mekan yenilendi, oldukça şık bir yer. Ayrıca manzarası harika, tüm Tekirdağ karşınızda. Köfteler tabiî ki çok leziz, servis hızlı ve güler yüzlü. Duruma göre evinize götürmek için köfte alma şansınız bile var.
Geçmişini unutan herkesin Çanakkale Şehitliği’ne giderek kendini ve geçmişini hatırlaması dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder