Nişantaşı - Teşvikiye denince akla gelen şeyler hep aynıdır: Şık ya da farklı giyinen, süslü ya da bol makyajlı, alışveriş delisi kadınlar veya caddenin üzerine arabalarını park edip Teşvikiye Cafe, House Cafe, Starbucks vb yerlerde oturup sohbet eden sosyetik insanlar, sürekli bir trafik hali ya da Teşvikiye Camii'ne gelen ünlü insanlar... Aslında daha pek çok şey geliyor insanın aklına ama benim konum bu değil.
Fevziye Mektepleri Vakfı'na ait olan Galeri Işık'ın önünden 12 Eylül - 10 Ekim 2009 tarihleri arasında geçerseniz çok değil bir yarım saatinizi ayırmanızı tavsiye ederim. Ama yarım saat deyip de 2 saatten önce çıkamazsanız onu bilemem.
Mekan mimar ve fotoğraf sanatçısı Ahmet Ertuğ'un bakışıyla 23 tane kütüphane fotoğrafına ev sahipliği yapıyor. Sergide yer alan fotoğraflar İngiltere, Avusturya, Fransa, İsviçre, İtalya, Almanya, İspanya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve İrlanda'dan seçilmiş tarihi kütüphanelerin fotoğrafları. En önemli özelliği Türkiye'de ilk kez sergileniyor olması.
Fotğraf çekmeye çalışan ve bunun için emek harcayan ben bu sergiyi muhakkak görmeliydim ve öyle de yaptım. Hem üzücü hem sevindiri olan şey serginin boş olmasıydı. Üzücüydü, çünkü kimse bu sergiyi farketmiyor ve hak ettiği ilgiyi göstermiyordu. Sevindiriciydi, çünkü fotoğraflara detaylarını inceleyebilecek kadar zaman ayırabilme imkanım vardı.
Sergideki fotoğrafların çoğu manastır kütüphanelerinde çekilmiş. Bunların yanında ulusal kütüphaneler ve üniversite kütüphaneleri de bulunuyor. Hepsinin en çok dikkat çeken yeri tavanları. Tavanlardaki kabartmalar, desenler tek kelimeyle etkileyici. Fotoğrafın da etkisiyle olsa gerek kütüphanelerin hepsi insanı içine çekiyor. Hani fotoğrafların boyutları daha büyük olsa kendinizi kütüphanelerin içerisinde bile hissedebilirsiniz. Fotoğraflardaki derinlik, bakış açısı, ışık, kompozisyon alıp götürüveriyor bir anda.
Sergide Fransa ve Avusturya'dan 4 tane, Almanya'dan 3 tane, İspanya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve İtalya'dan 2 tane, İrlanda, İngiltere ve İsviçre'den birer tane kütüphane fotoğrafı bulunuyor. Kütüphanelerin en büyük ortak özelliklerinden biri bu kadar görkemli olmalarına karşın raflarda bulunan kitapların ciltlerin fazlasıyla sade ve aynı olması. Kimi kütüphane insanda müze geziyormuşsun hissi yaratıyor. Kimi belli ki çok eski , tavanındaki çatlağı dahi fotoğraftan görebiliyorsun. Bir kaç tanesinin renk tonları soğukluk hissi veriyor insana, pek de ilgi çekici değil. Ama hepsinde çok eski yıllara ait olma belirginliğini ve o zamanlardaki kültürü, asaleti ve zarafeti görmek mümkün.
23 tane birbirinden güzel kütüphanenin içinde beni en çok kendisine çeken ve yakından görme isteği uyandıran kütüphane, Dublin İrlanda'daki Trinity College Kütüphanesi oldu. Kendi içerisindeki düzeni, kütüphanedeki genel havaya hakim tek renk olması, insanı rahatsız eden herhangi bir fazlalığın ya da eksikliğin olmaması ve burası gerçek olabilir inancı en ağır basan kütüphane olması benim için en dikkat çekici özelliğiydi.
Serginin sonunda, çıkarken Ahmet Ertuğ'a hitaben bir şeyler yazabileceğiniz defteri göreceksiniz. Böyle güzel bir sergiyi bizim için açan Ahmet Ertuğ'a ve emeğine teşekkür etmemek olmaz ne de olsa. Ama kapıdan çıkarken herkesin aklına gelen soruyu sormamak da olmaz: Neden Türkiye'den bir kütüphanenin fotoğrafı yok burada? Sonra cevabı yine kendimiz verebiliyoruz: Çünkü Türkiye'de böyle özenli, düzenli, dolu ve ilgi gösterilen yani fotoğrafı çekilebilecek bir kütüphane yok. İşte ülkemizdeki en büyük eksikliklerden bir tanesi. Kimbilir belki çok ileride çocuklarımızın çocukları bu fotoğrafı çekebilir.
En azından 23 kütüphanenin bir tanesini yakından görebilmek dileğiyle...
GALERİ IŞIK TEŞVİKİYE
Teşvikiye Cad. No:6 ( Işık Lisesi yanı) Nişantaşı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder