2 aydır bu oyuna gidebilmek için biletimizi aldık ama hep bir aksilik çıktığı için gidemedik. En sonunda dün akşam Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde izleme fırsatı bulabildik. Oyun ve oyuncular tek kelimeyle muhteşemdi. Seyrederken aldığımız zevk, oyun bittikten sonra da aynı şekilde devam etti. Bu etkiyi yaratan nadir oyunlardan bir tanesi oldu bizim için.
Vahşet Tanrısı'nın yazarı Yasmina REZA. 2006 yılında kaleme almış Vahşet Tanrısı'nı. Oyunu Türkçe'ye çeviren Zeynep AVCI ve hikayeyi komik bir trajediye dönüştürerek yöneten ise Celal Kadri KINOĞLU. 2009 yılı Tony ödüllerinde " En iyi oyun " ödülünü alan Vahşet Tanrısı'nda Ülkü DURU, Zafer ALGÖZ, Zerrin TEKİNDOR ve İşdar GÖKSEVEN rol alıyor. Her birini çeşitli oyun, dizi ya da filmlerden tanıyoruz aslında. Hepsi de gerçekten oyunun ve oyunculuklarının hakkını verdiler. Ama bu oyunla birlikte özellikle Zerrin Tekindor'un beni çok etkilediğini belirtmeliyim. Oynadığı karakter sanki kendi karakteriymiş gibi doğal ve rahattı.
Oyun, 10-11 yaşlarındaki oğulları kavga etmiş olan iki ailenin kibarca ve medeni bir şekilde konuşmalarıyla başlıyor. İlk 15-20 dakika bu şekilde geçiyor ve oyun çok sıradanmış hissi uyandırıyor insanda. Zerrrin Tekindor'un canlandırdığı karakterin kusmasıyla birlikte oyunun gidişatı ve seyir zevki değişiyor. Sonra bir anda trajikomik bir şekilde her iki ailenin hayatlarında yaşadıkları mutsuzluklar, ebeveynlerin hem çocuklarıyla hem de birbirleriyle yaşadıkları sorunlar ve günümüz erkek - kadın ilişkilerinin gerçekliği ortaya dökülülüyor. Özellikle İşdar Gökseven'in oyun süresince söylediği sözler durup düşündürmeye yetiyor. Açıkçası ebeveynlerimizin de nasıl bir anda çocuklaşabildiklerini, içkinin şişede durduğu gibi durmadığını ve birbirimize karşı bazen nasıl da dürüst olmadığımızı çok güzel ve net bir şekilde gösteriyor Vahşet Tanrısı. Aslında ağlanacak halimize güldürüyor bizi.
Oyun, 10-11 yaşlarındaki oğulları kavga etmiş olan iki ailenin kibarca ve medeni bir şekilde konuşmalarıyla başlıyor. İlk 15-20 dakika bu şekilde geçiyor ve oyun çok sıradanmış hissi uyandırıyor insanda. Zerrrin Tekindor'un canlandırdığı karakterin kusmasıyla birlikte oyunun gidişatı ve seyir zevki değişiyor. Sonra bir anda trajikomik bir şekilde her iki ailenin hayatlarında yaşadıkları mutsuzluklar, ebeveynlerin hem çocuklarıyla hem de birbirleriyle yaşadıkları sorunlar ve günümüz erkek - kadın ilişkilerinin gerçekliği ortaya dökülülüyor. Özellikle İşdar Gökseven'in oyun süresince söylediği sözler durup düşündürmeye yetiyor. Açıkçası ebeveynlerimizin de nasıl bir anda çocuklaşabildiklerini, içkinin şişede durduğu gibi durmadığını ve birbirimize karşı bazen nasıl da dürüst olmadığımızı çok güzel ve net bir şekilde gösteriyor Vahşet Tanrısı. Aslında ağlanacak halimize güldürüyor bizi.
Enerjisiyle, doğallığıyla, gerçekliğiyle, düşündürdükleriyle ve oyuncularıyla muhteşem bir oyun Vahşet Tanrısı. Bize söylediği gerçeği göz ardı ettirmeyen bir oyun: " İnsan aşkı ve evliliği hayalleriyle - yeteneğiyle yaratır ve karakteriyle mahveder. Karakter kaderdir ! "
Devlet tiyatrolarıyla ilgili detaylı bilgilere ve aylık programlara buradan ulaşabilirsiniz. Oldukça güzel ve başarılı oyunları çok uygun fiyata seyretme şansına sahip olduğumuzu unutmayalım.
Gülerken düşüneceğiniz bu oyunu seyretmeniz dileğiyle...
Devlet tiyatrolarıyla ilgili detaylı bilgilere ve aylık programlara buradan ulaşabilirsiniz. Oldukça güzel ve başarılı oyunları çok uygun fiyata seyretme şansına sahip olduğumuzu unutmayalım.
Gülerken düşüneceğiniz bu oyunu seyretmeniz dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder