14 Mart 2010 Pazar

3 Günde 3 Türk Filmi ...

Türk filmlerini seyretmeyi seviyorum. Son yıllarda yapılan başarılı yapımlar, Türk sinemasına eşimle birlikte kişisel bir destek vermemizi sağlıyor. Belki sinemaya gitmiyoruz her seferinde ama Dvd'den muhakkak seyrediyoruz bir çoğunu. Bu hafta sonu için de planımızı hafta başından yaptık ve her güne bir film seçtik.


Veda... Zülfü LİVANELİ'nin her senaryosunu yazdığı hem de yönetmenliğini yaptığı, Sinan TUZCU, Serhat Mustafa KILIÇ, Dolunay SOYSERT, Özge ÖPİRİNÇCİ, Burhan GÜVEN, Bartunç AKBABA, Ezgi MOLA, Fikret Kağan OLCAY'ın başrollerini paylaştığı, Salih BOZOK'un anılarından yola çıkılarak hazırlanmış bir ATATÜRK filmi. Filmde karşımıza farklı yaşlardaki dört Atatürk çıkıyor. İlk ikisi oldukça kısa olmasına rağmen özellikle Atatürk'ün 6 - 7 yaşlarındaki dönemi çok başarılı bir şekilde anlatılmış. 14 - 17 yaşlarındaki dönem biraz sönük aktarılmış. Sinan Tuzcu'nun hayat verdiği 25 - 45 yaş dönemi ise filmin büyük bir bölümünü oluşturuyor.

Veda filmi bana çok eksik geldi. Görmeyi beklediğim şeyleri göremedim, havada kalan pek çok şey oldu. Sonra düşündüm, sonuçta bu film Salih Bozok'un anılarından derlenmiş. Tek bir kişinin hatıralarından, düşüncelerinden, hislerinden ve paylaşımlarından oluşuyor. Eksikleri kadar fazlalıkları da var filmin. Bilmediğim bazı şeyleri öğretti film bana belki ama en nihayetinde başarılı bulmadım filmi. En iyisini yapayım derken olmamış. Zorlama sahneler ve oyunculuklar, başarısız animasyonlar, yarım kalan olaylar, izleyiciye olumsuz duygular veren karakterler nedeniyle olmamış. Filmin sonunda Latife Hanım'a ve Salih Bozok'a duyulan güvenin sarsılması nedeniyle olmamış Veda filmi.

Filmin müzikleri de Zülfü Livaneli'ye ait ve gerçekten çok başarılı. Selanik'ten göçe zorlanan Türkler'in kaçış sahnesi ve Fikriye Hanım'ın intihar sahnesi sırasında çalınan müzikler insanı alıp götürmeye ve duygulandırmaya yetiyor. İyi niyetle yapılmış, samimi ve çok emek verilmiş bir film. Keşke daha iyi olabilseydi. Yine de görülmeye  değer. Ulu Önder Atatürk'ü anlatan bir film sonuçta.


Neşeli Hayat... Yılmaz ERDOĞAN'ı pek sevmiyorum açıkçası. Ama hemen hemen bütün filmlerini izledim. BKM Mutfak oyuncularını da " Çok Güzel Hareketler Bunlar " programında ara sıra izliyorum. Güzel ve başarılı bir grup olmuşlar. Sanki ayrı ayrı bir şeyler yapsalar olmayacak gibi geliyor insana. Neşeli Hayat filminde de yine aynı kadro bir arada. Tek fark, filmde başrolde Yılmaz Erdoğan var. Canlandırdığı karakteri çok başarılı oynamış Yılmaz Erdoğan. Bakışlarıyla, ses tonuyla ve duruşuyla tam olarak gösteriyor bize karakterin acizliğini ve başarısızlığını. Filmin konusu ülkemizde yaşanan bir gerçeği de gözler önüne seriyor; kısa yoldan para kazanma derdine düşenler sayesinde kurulan saadet zincirleri.

Büşra Pekin dışında filmdeki diğer oyunculukları başarılı bulmadım. Bu topluluk artık ayrı ayrı bir şeyler yapmalı bence. Zorlama espriler, zorlama bir neşe ve sonunda verilen zorlama mesaj. Keşke herkes eninde sonunda bu filmdeki ana karakter kadar şanslı olabilse. Ama sonuçta bu da bir film değil mi?


Eyyvah Eyvah... Başrollerini Ata DEMİRER ile Demet AKBAĞ'ın paylaştığı film bu hafta sonunun son filmi oldu bizim için. Film, Çanakkale'de Geyikli'de ve İstanbul'da geçiyor. Trakya şivesi ile karşımıza çıkıyor Ata Demirer ve oldukça başarılı. Demet Akbağ ise bıçkın, erkek gibi kadın bar şarkıcısı rolünde. Rolünün hakkını vermiş, çok başarılı buldum filmde. Genel olarak komik bir film, küfür yok. Duygusal bir an yaşarken bir anda gülebileceğiniz bir film olmuş Eyyvah Eyvah. Hani 2 saat şöyle herşeyden uzaklaşıp biraz da güleyim diyorsanız seyredebilirsiniz bu filmi.

Keşke içi daha dolu bir film olsaymış. Senaryosu çok güçlü değil ama oyuncular bu durumu biraz olsun kurtarıyor. Bizde filmin devamı çekilecekmiş hissi uyandırdı. Belki böyle daha iyi olabilir. Filmin şarkısı çok güzel, sözlerini bir de okumak gerekiyor. Trakya insanının sıcak, sevecen ve yardımsever halini gözler önüne sermeyi başardığını da belirtmeliyim.

Üç günde üç Türk filmi... Çok emek veriyoruz iyi bir şeyler yapabilmek için. Bu emeklerin karşılıksız kalmaması adına Türk sinemasına desteğimizi esirgememeliyiz.

Bu destekçilerden birisi olmanız dileğiyle...


2 yorum:

Adsız dedi ki...

Ne tesadüfdürki biz de ailece bu hafta sonu Ata Demirer'in filmini izledik. Bir Trakyalı olarak şiveleri ve büyük ebeveynlerin torunlara karşı olan davranışlarını ve sahiplenmelerini çok başarılı buldum. Bizde de film sonunda sanki devamı gelecekmiş izlenimi oluştu.
Murat YILMAZ

Seda Cürgül Kaya dedi ki...

Aslında devamının çekilmesini isterim. Geyikli'de geçen sahneler gerçekten çok güzel ve doğaldı. Bekleyip göreceğiz.