7 Mayıs 2010 Cuma

Temiz Ev



Bu ay itibariyle Devlet Tiyatroları için tatil başladı. Artık yeni sezonda yani ekim ayında açacaklar kapılarını bize. Fırsat bu fırsat hem evimize çok yakın olduğu için hem de bu sezon seyredebileceğimiz son oyun olduğu için İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun Cennet Sahnesi'nde oynanan " Temiz Ev " adlı oyuna gittik.

Amerikalı yazar Sarah RUHL'un 2004 yılında dünya prömiyerini yaptığı ve büyük beğeni toplayan oyunu Temiz Ev, dilimize İrem AYDIN tarafından çevrildi ve Kubilay KARSLIOĞLU tarafından da sahneye kondu. Bu sene ilk defa Devlet Tiyatroları'nın sahnesinde yer alan oyunda Sema Çeyrekbaşı, Simay Tuna, Gülseren Gürtunca, Levent Güner ve Neslihan Arslan yer alıyor. 2 perdelik oyunun süresi yaklaşık 1.5 saat sürüyor.

Oyun, Matilde yani temizlikçi kızın portekizce bir şeyler anlatmasıyla başlıyor. Bu başlangıç hem şaşırtıcı hem de ilgi çekici olmuş. Biraz da soru işaretleri yaratmıyor değil kafamızda. Oyunun konusuna gelirsek; temizlik yapmayı sevmeyen ve mükemmel esprinin peşinde olan Brezilya'lı Matilde, anne babası öldüğü için çalışmak zorundadır ve her ikisi de cerrah olan bir karı - kocanın evinde işe başlar. Her şey yolunda gibi görünürken bir anda ev sahibinin kocası kanser olan hastasına, onun tabiriyle " Ruh İkizi " ne aşık olur ve karısını bırakır. Matilde artık her iki eve de gidip gelmektedir. Ve tüm bu olaylar yaşanırken gördüğümüz , duyduğumuz ve hissettiğimiz şeyler bizleri sevgi, aşk, bağlılık ve ilişki gibi konularda tekrar ve tekrar düşünmeye sevk ediyor. Hatta belki bazılarımız ilişkilerimizi tekrar gözden geçirebiliriz.

Oyunun konusu, dekoru ve verdiği mesajları kadar oyundaki oyunculuklar da övgüyü fazlasıyla hak ediyor bence. Özellikle Matilde ve Virginia ( terkedilen eşin temizlik hastası ablası ) karakterlerine can veren Neslihan ARSLAN ve Sema ÇEYREKBAŞI tek kelimeyle mükemmeldi. Aslında her şeyin bu kadar güzel olduğu bir ortamı bozan hatta üzüntü veren tek şey koca salonda oyunu izlemeye gelen sadece 30 - 35 kişi olmasıydı. Hem Türk Tiyatrosu adına hem de bu işe bu kadar emek veren sanatçılara en büyük saygısızlık bu olsa gerek. Belki oyunun sahnelendiği salon İstanbul'da çok merkezi bir yerde olmayabilir ama yine de izleyici sayısı bu kadar az olmamalı. Bu duruma önümüzdeki sezon bir çözüm bulunmalı ve daha çok izleyicinin katılımı sağlanmalı.

Sizlerin de ruh ikizini bulmanız dileğiyle...