21 Eylül 2010 Salı

Ahmet Ümit ile Bir " İstanbul Hatırası "


Ahmet ÜMİT'in " İstanbul Hatırası " isimli kitabı piyasaya çıkalı neredeyse 3 ayı geçti. İlk çıktığı zamanlarda alacağım bu kitabı demiştim ama sahip olmama vesile başka bir şey oldu. Henüz tanışma fırsatı bulamadığım Banu ( http://birazsoylebirazboyle.blogspot.com/ ) hediye etmişti bu kitabı bana. Okuduktan sonra burada paylaşacaktım ama hem okuyup hem de Ahmet Ümit'le kitabı baştan aşağı gezdikten sonra yazmak kısmet oldu.


Temmuz ayında bir gazetede Ahmet Ümit ile bir " İstanbul Hatırası " kültür turu düzenleneceğini okumuştum. Rezervasyon için aradığımda kontenjanın dolduğunu söylemişlerdi. Ama numaramı not etmeyi unutmamış Antonina Turizm. Geçen ay sonu arayıp 19 Eylül'deki gezi için önceden haber verdiler. Tabiki ben de bu fırsatı kaçırmadım ve pazar günü Ahmet Ümit'le hem tarihe yolculuk ettik hem de kitabını gerçek mekanlarında görerek ve konuşarak tekrar okuduk.

" Byzantion'dan İstanbul'a uzanan, heyecan yüklü bir serüven ... İstanbul'un gizemli tarihi. " diyor kitabın arka kapağında. Bu gizemli tarihin belki de bilmediğimiz gerçeklerini öğrenirken 7 ayrı cinayete de tanıklık ediyoruz kitapta. Sonunda da soruyoruz kendimize; " Bu şehir için bugüne kadar ne yaptım? " diye. Verecek bir cevabınız varsa, ne mutlu sizlere...

Tur programımız cinayetlerin sırasına göre. Önce Ahmet Ümit ile otobüsümüzde tanışma şansına eriştik. Ve tabiki kitabımızı bizzat imzalatma şansına da: " Seda'ya, kadim İstanbul'dan kadim sevgilerle " diye. Baştan söyleyeyim, çok sıcak, güleryüzlü ve açıksözlü bir insan, yazar Ahmet Ümit. Yani biraz sizden biraz bizden birisi. Daha ilk dakikadan belli bu proje için duyduğu istek ve heyecan. İlk anlatım noktası Gülhane'nin Sarayburnu'na bakan kapısından içeri girdiğimiz Gülhane Parkı. Ve buradan istikamet yolun karşısında bulunan Atatürk Heykeli'nin önü yani ilk cinayet yeri. Biraz tarihten biraz da kitabın hikayesinden bahsetti Ahmet Ümit bizlere. Biz sorduk, o cevapladı; o sordu, biz cevapladık...


İkinci durak Çembelitaş Sütunu, sonra Yedikule Zindanları - Altınkapı. Buralarda da yeni şeyler öğrendiğimi itiraf etmeliyim. Sonraki durağımız Sultanahmet'teki Soğukçeşme Sokağı ve ardından Ayasofya Müzesi önü. Kitapta bu bölümde heyecan biraz daha artıyor, cinayetlerle ilgili yeni bir ipucu ortaya çıkıyor. Ve Topkapı Sarayı önündeki Üçüncü Ahmet Çeşmesi'ndeyiz. Ahmet Ümit, burada miting düzenleyen bir siyasetçi gibiydi. Anlattıkları sadece bizlerin değil, orada bulunan pek çok insanın da ilgisini çekmeyi başardı. Tabi bir de yerde uzanan maktuller ilgi çekiyordu. Bir sonraki durak, maktulün ok gibi duran ellerinin gösterdiği taraf oluyor. Yani Fatih Camii.

Yeni bir itiraf daha, 12 senedir İstanbul'dayım ve Fatih Camii'ne ilk kez gittim. Oldukça etkileyici bir camii, daha geniş bir zamanda tekrar ziyaret edilecekler arasına alındı. İstanbul için önemi büyük bir cami. Ve şehrimizin simgelerinden olan Süleymaniye Camii'ndeyiz bu sefer. Artık cinayetlerin sonu da gelmeye başladı. Burada Mimar Sinan'ın türbesini de ziyaret etme fırsatı bulduk. Turun sonuna geldik sayılır. Son durak yine Sarayburnu'ndaki Atatürk Heykeli. Hikaye de burada bitiyor zaten. Antonina Turizm, biz katılımcılara Ahmet Ümit imzalı birer sertifika veriyor : " Romanımın satırlarını aşıp, bir " İstanbul Hatırası " romanımı kendisi ile yaşama şansı tanıdığı ve Bizans'tan günümüz İstanbul'una uzanan serüvende yanımda olduğu için teşekkür ederim isterim. "


Ve yaklaşık bir sene sonra çıkacak olan " Tanrı'nın Gölgesi " adlı romanının  ilk cümlesini paylaştı Ahmet Ümit bizlerle; " Tanrı'nın gölgesi gözlerimin önünde ağır ağır sönerken, dışarıda güneş ... " Gece Nevzat Komiser ve Evgania'nın arkadaşları ile buluştukları Kurtuluş - Tatavla'da bulunan Despina'nın Yeri'nde bitti. Turun başında söylendiği gibi unutulmaz bir gün geçirdik Ahmet Ümit ile. Bu arada 26 Eylül'de, Habertürk TV'de, saat 11.00'da başlayacak olan programını da öğrenmiş olduk.

Hem tarihe hem de " İstanbul Hatırası " na yolculuk yapabilmeniz dileğiyle ...

5 yorum:

Günün Notları dedi ki...

Seda, kıskançlıktan çatlıyorum desem ne dersin :)) Umarım tekrarlanır bu gezi ve umarım bu kez katılabilirim.

Unknown dedi ki...

Kitabın yarısına geldim bile. Bir Ahmet Ümit klasiği ile karşı karşıyayız gene. Çok şanslı bir gezi olduğunu söylemek zorundayım. Bizzat yazar ile elinizde onun kitabı.Tüm o mekanları gezmek inanılmaz güzel olmuştur. Ayaklarına sağlık. Ahmet Ümit sizinde elinize sağlık :)

Judy Abbott dedi ki...

muhteşem bir gezi olmuş, bayıldım. Ahmet Ümit ve Komiser Nevzat'ı çok severim. kitabı fuardan alacağım, gel 30 Ekim gel:)

Seda Cürgül Kaya dedi ki...

Banu, ben de olsam ben de kıskanırdım derim:)Çok rağbet gören bir projeymiş, eminim tekrarı olur.

Murat, kesinlikle çok güzel bir deneyim oldu ve evet çok şanslıydım:)Ahmet Ümit'e de bir kez daha teşekkürler...

Judy,bence de hemen geldin 30 Ekim. Elinden bırakamayacağın bir kitap çünkü

Adsız dedi ki...

Merhaba Seda Hanım, Antonina Turizm'den Tuğba ben. Ahmet Ümit turunda sizlerle tanışmak ve heyecanımızı paylaşmak güzeldi :).Sizlerin mutlu geridönüşlerini okumak bizi mutlu etti. Bu mutluluğu size, 3 Ekim'de Selim İleri ile tarihi Yıldız Sarayı Tiyatrosu, Boğaziçi ve Rejans'ta bir kez daha yaşatmak isteriz. Her gün yanından geçtiğiniz Yıldız, Boğaziçi ve Beyoğlu'nu, Selim İleri'nin anlatımı ile bambaşka bir açıdan tanımaya hazır olun...