12 Aralık 2010 Pazar

Body Worlds Sergisi ve Pera Müzesi

Bugün gidelim yarın gidelim derken her iki mekandaki sergilerin de sonunu yakaladık. O kadar güzel gün dururken biz İstanbul'un en soğuk ve fırtınalı gününü seçtik. Ama şanslı olduğumuzu belirtmeliyim. Trafik sorunu hiç yaşamadık. Çok şaşılacak bir durum değil mi?

Programımızdaki ilk durak Karaköy'de Antrepo 3'te bulunan İstanbul Modern'deki Gunter Von HAGENS'in Body Worlds Orjinal Vücut Dünyası - Yaşam Döngüsü Sergisi'ydi. 11 Haziran'da açılan sergi malesef 18 Aralık'ta son buluyor. Bu nedenle henüz gitmemiş olanlar için çok az bir zaman kaldığını hatırlatmak isterim. Hafta içi ve Cumartesi günü 09.00 - 20.00 arası açık olacak olan serginin son günleri olması nedeniyle olsa gerek inanılmaz uzun kuyruklar var. Hani içeri girmenin bir dert olduğu mekanda dışarı çıkmak ayrı bir dert. Hafta sonu olduğu için çocukların çok fazla olduğu sergiyi gezmek biraz zahmetli açıkçası. Sergi ile ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Sergi alanı umduğumdan daha küçük bir alana kurulmuş. Dolayısıyla beklediğimden daha az vücut görebildim. Hayvan vücudu olarak sadece at ve zürafa vücudu bulunuyor. Sergi, girişte Doğum Öncesi Gelişim ile karşılıyor insanı. Şu anki durumumdan mıdır bilmiyorum ama beni en çok etkileyen ve heyecanladıran bölüm burası oldu. Yaradanımızın gücünü ve mucizelerini anlamamız için fazlasıyla yeterli oluyor bu bölüm. Sonrasında gördüğümüz vücutlar ve organlar da bu farkındalığımızı perçinliyor resmen. Elinde baştan aşağı derisini tutan adam vücudu çok etkileyiciydi. Kan damarı yapılandırmaları, sigara içen bir insanın akciğerinin rengi, ülserli mide, kötü huylu tümöre sahip bir böbrek, sindirim sistemi, veremli akciğer, tümörlü beyin, kemik bozuklukları ve diğerleri ... Görülecek o kadar çok şey var ki. Ve İstanbul'a getirilmeyen diğer vücut ve organlar. Tek kelimeyle muhteşemdiler. Hani insan gördüğü derinin altında nasıl bir sistemin işlediğini merak ediyorsa mutlaka görmeli bu sergiyi. Ama biraz rahatsız etmedi de değil hani.
 
 
Bedenini bağışlayan insanlara teşekkür etmek ne kadar yeterlidir bilmiyorum ama hem hekimlere hem de biz diğer insanlara çok büyük bir iyilik yaptıkları kesin. Duvarlarda bulunan yazılar hem şaşıtcı gerçekleri bize öğretiyor hem de birazcık olsun bizlere mesaj veriyor. Belki biraz pahalı gelebilir kalabalık bir aile için ama mutlaka görülmesi gereken bir sergi. Ama çocuklar bu sergiyi ne kadar kaldırabilir bilemiyorum. Meraklı gözlerle bakanlar kadar dehşete düşen ve korkan çocukları da gördük.
 
 
Programımızdaki diğer sergi Pera Müzesi'ndeki Tivadar CSONTVARY'nin  " Macar Resminin Sıradışı Ustası " sergisiydi. 21 Ekim'de başlayan sergi bugün sona erdi.
 
 
Genel olarak beni çok etkilemeyen sergideki en dikkat çekici resim Mostar Köprüsü'nün resmi oldu.
 
 
Pera Müzesi'ne bu sergi için gitmiştik ama 4 Kasım'da başlayan " Çarlık Rusyası'ndan Sahneler: Rus Devlet Müzesi Koleksiyonu'ndan 19. Yüzyıl Rus Klasikleri " sergisini de gezdik.
 

St. Petersburg‘daki Rus Devlet Müzesi'nin zengin koleksiyonundan seçilmiş olan resimler; çalışma ve yoksulluk, çocukların dünyası, halk eğlenceleri, savaş ve ölüm ile kentsoylularını konu alan sahnelerle devrime kadar yaşamın her alanından kesitleri yansıtıyor. Oldukça güzel ve etkileyici olan sergi 20 Mart 2011 tarihine kadar sergileniyor.
 
Pera Müzesi'ne giriş 10,-TL ama isterseniz bir yıl boyunca ücretsiz olarak sergileri gezme hakkı veren Pera Kart'ı 20,-TL ye satın alabilirsiniz. Sergi bitiminde 2. katta bulunan Osman Hamdi Bey'in " Kaplumbağa Terbiyecisi " eserini görmemek olmaz.


Günümüzün mola ve yemek yeri ise Beyoğlu'nda, Yapı Kredi Kültür Yayınları'nın hemen arkasındaki çıkmaz sokakta bulunan Ara Cafe. Ara Güler'i her an görebileceğiniz ( ki biz görme şansına eriştik ) , Ara Güler fotoğraflarıyla dolu bir yer burası. Yer bulmak zor olabilir açıkçası. Fazla büyük bir mekan değil ama sıcak bir ortamı var. Yemeklere gelince... Biz Balkan Köftesi, Kış Salatası,Fesleğen Soslu Makarna ve Meksika Usulü Sıcak Çikolata'yı denedik. Balkan Köftesi, patlıcan püresinin üzerinde, iskender sosu ve yoğurt ile servis ediliyor. Sipariş sonrası yemeklerimizin gelmesi çok kısa sürdü. Sanırım bazı yemekler hazır, siparişe göre ısıtılıyor. Balkan Köftesi'ndeki köftelerde böyleydi. Kış Salatası, oldukça doyurucu ve leziz. Makarna için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Sıcak Çikolata ise tek kelimeyle muhteşem ama biraz fazla gelebilir. Fiyatlar Beyoğlu için pahalı sayılır.

Güzel bir günün tekrarı dileğiyle...

3 yorum:

Judy Abbott dedi ki...

Body Worlds sergisi bana fazlasıyla gerçekçi gelmişti, etkisinden çıkamamıştım sergi çıkışı.

Eskiden ne çok yerdik Ara Kafe'de balkan köftesi, özlemişim:)

Seda Cürgül Kaya dedi ki...

Kesinlikle etkileyici, kataloğuna baktıkça bir garip oluyorum.

Bu bahaneyle en kısa zamanda gidebilirsin:)

Seda Cürgül Kaya dedi ki...

Sergi, 27 Mart'a kadar uzaltılmıştır.