25 Kasım 2010 Perşembe

Orta Avrupa'nın İncileri - Budapeşte 1. Bölüm



Uzun bir bayram tatili sonrası işe ve İstanbul'a tekrar nasıl alışacağım diye düşünüyordum ama her ikisi de hemen hissettiriverdi varlıklarını. Yani kaldığım yerden devam ediyorum. Eşimle 9 günlük bayram tatilinde nereye gidelim diye çok düşündük. Malum hem mevsimlerden kış hem de ben her geçen ay biraz daha ağırlaşıyorum. Sonunda kararımız Orta Avrupa'nın incileri olan Budapeşte - Viyana - Prag turundan yana oldu.

Bayram nedeniyle yaşanan yoğunluğa rağmen her zamanki gibi tatile Pronto Tur ile çıktık. Evet, alışkanlık haline geldi Pronto Tur bizde. 7 gece - 8 gün olarak satılan ama aslında 7 gece - 7 gün olan turumuzun başlangıç noktası Macaristan'ın başkenti Budapeşte oldu. Yaptığımız araştırmalar ve öğrendiklerimiz neticesinde hazırlıklarımızı tamamladık ve Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan kalkacak uçağımız için 19.00 civarı havaalanına gittik. Yaşadığımız ilk olumsuzluk da burada gerçekleşti. Çünkü uçağımız teknik bir arızadan dolayı 23.00'a ertelenmişti. Sonuçta Türkiye saati ile 01.00 gibi Budapeşte'ye ulaştık.

Budapeşte'yi keşfetmek için 2 tam günümüz vardı ve bunun yarım günü panoramik şehir turu ile geçti. Konakladığımız otel olan ve Peşte'de Vacı Ut ( Vacı Caddesi ) da bulunan İbis Budapest Otel'den şehir merkezine ulaşımın kolay ve rahat olması artı bir durumdu. Hemen önünden binebileceğiniz metro ile şehir merkezine 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Kahramanlar Meydanı'na yürüyerek 10 dakika mesafede olduğunu ama otelin 3 yıldızlı ve kusursuz olmadığını da belirtmeliyim.

Ayrıntılı bilgilere girmeden önce kısaca Budapeşte'yi özetlemek istiyorum. Bizim bulunduğumuz süre içerisinde mevsim normallerinin çok üzerinde bir sıcaklığa sahip olduğu için ayrıca kalbimi fetheden şehri keşfetmek ve tanımak çok eğlenceli ve kolay. Rahatlıkla edinebileceğiniz şehir haritası ve 24 - 72 saat ya da bir hafta geçerli olan Budapeşte Kart ile Budapeşte'yi metro - tramvay - otobüs ile ve / veya yaya olarak gezebilirsiniz. Bir köprüden Buda'ya geçip diğer köprüden Peşte'ye geri dönebileceğiniz kadar rahat bir şehir. Avrupa Birliği'ne dahil olmasına rağmen kullanılan para birimi Forint. 1 Euro da 274 Forint ediyor.

Budapeşte ... Tuna Nehri'nin ikiye böldüğü şehrin bir tarafı Buda, diğer tarafı ise Peşte olarak geçiyor. Buda tarafı ne kadar tepelik ve yokuşlara sahip ise, Peşte tarafı o kadar düz ve geniş bir alana sahip. Zaten Peşte tarafında ulaşım çok daha rahat bu nedenle. Şehri ikiye bölen Tuna Nehri üzerinde 7 tane köprü bulunuyor. Bunlardan Margit, Szechenyi ( Zincirli ya da Arslanlı ), Erzsebet ( Elizabeth ) ve Szabadsag ( Özgürlük ) köprüleri en çok göreceğiniz ve kullanacağınız köprüler. Özellikle Zincirli köprü, şehrin en popüler, süslü ve ilgi çeken köprüsü durumunda.



Budapeşte'de yapılacak pek çok şey, görülecek pek çok yer bulunuyor. Bunların başında ise Hösök Tere yani Kahramanlar Meydanı geliyor. Turistlerin ve tur otobüslerinin ilk uğradıkları yer olarak da tanımlayabiliriz burayı. Andrassy Caddesi'nin sonunda bulunan bu meydan Macaristan tarihinin onurlu bir dönemine adanmış. Meydanı karşınıza aldığınızda sol tarafta Güzel Sanatlar Müzesi'ni, sağ tarafta ise Mücsarnok  Sanat Sarayı'nı göreceksiniz. Biz gittiğimizde Güzel Sanatlar Müzesi'nde Botero ve Gustav Klimt'in sergileri vardı. Ama pazartesi günleri müzeler kapalı olduğu için gezemedik. Meydanda tam karşınızda, sağ ve sol tarafta bulunan yarım ay şeklindeki Binyıl Anıtı'nı görebilirsiniz. Bu anıtın tam ortasında ise tanınmış 7 Macar kral ve politikacılarının heykellerini ve büyük orta sütunun üzerinde de kutsal Macar hacını tutan Cebrail'in figürü bulunuyor. Güzel Sanatlar Müzesi'nin sağ tarafındaki caddeden yürüyerek  Hayvanat Bahçesi'ni, Sirk alanını ve hemen karşısındaki Szechengi Kaplıcası'nı, Vajdahunyad Kalesi'ni ve kışın buz pistine dönüşen gölü görerek Varos Liget'i yani şehri parkını gezebilirsiniz. Özellikle Szechengi Kaplıcası'nın kapısından içeri girmenizi duvarları incelemenizi tavsiye ederim. Gerçekten çok etkileyici. Bu bölgeye şehir meydanından sarı renkli ( M1 ) metro hattıyla ulaşabilirsiniz.




Kahramanlar Meydanı'na sırtınızı döndüğünüzde karşınıza Andrassy Caddesi çıkacaktır. Sarı renkli metro hattı da bu caddenin altında yer almaktadır. Bu cadde , Türk Konsolosluğu'nun  da bulunduğu şehrin önemli ve güzel caddelerinden birisi. Biz caddenin sonlarına doğru yer alan Opera Binası'na kadar metro ile gitmeyi tercih ettik. Binanın özellikle ön cephe süslemeleri çok etkileyici. Ana girişin iki yanındaki nişlerde Macaristan'ın en önemli bestecilerinden Ferenc ERKEL ve Franz LİSZT'in figürleri bulunuyor. Opera Binası'nın içinde rehberli tur yapabilir, hediyelik eşya mağazasından bir şeyler alabilirsiniz. Buradan çıkıp Peşte'nin ve üç ayrı metro hattının merkezi olan Deak Fer Ter'e ( Deak Fer Meydanı ) yürüyerek gidebilirsiniz. Bu yürüyüş sırasında siz de bir kahve molası vermek isterseniz Cafe Costa'ya uğrayabilirsiniz. Burada da insanları köpekleriyle rahat rahat oturduklarını görünce şaşırmayın lütfen. Bu görüntüyle sık sık ve her yerde karşılaşacaksınız çünkü.




Deak Fer Meydanı'ndan Deak Fer Ut ( Deak Fer Caddesi ) boyunca 300 - 400 metre yürüdüğünüzde Vörösmarty Meydanı'na ulaşacaksınız. Burada görmeniz gereken ilk yer Gerbeaud Pastanesi. İsviçreli şekerci Emil GERBAUD tarafından 1858 yılında kurulmuş olan bu pastanenin dikkatinizi ve sizi içerisine çekmemesi mümkün değil. Pek çok  pasta alternatifi bulunan pastanenin en meşhur pastalarından biri Dobos Turta. Pastayı  kahve ile denemeyi ihmal etmemelisiniz. Pastanenin hemen önündeki metro durağı olan Vörösmarty Ter durağı, Macarlara göre Avrupa'nın ilk metro istasyonu. Pastanenin hemen karşısında ise şair Mihaly VÖRÖSMARTY'e adanmış ve 1908 yılında dikilmiş olan anıt bulunuyor.




Onyedinci yüzyıl sonunda harap halde olan Peşte, 19. yüzyılda imar projeleri çerçevesinde yeniden inşa edilmiş. Bu durumu en net şekilde görebileceğiniz yer ise Vörösmarty Meydanı'ndan başlayan Vacı Utca ( Vacı Sokağı) . Bu sokak boyunca New Yorker, Zara, Mango, Bershka, H&M gibi alışveriş mağazaları, cafeleri, tarihi ve dışı resim, rölyef ve heykellerle süslü bina, kilise ve sarayları, hem yerel hem de Nordsee, Burger King gibi fast food tarzı restaurantları, hediyelik eşya tezgahlarını, döviz bürolarını ve eğlenceli - eğlendiren insanları bir arada görmeniz mümkün. Oldukça uzun bir sokak olan Vacı Sokağı'nın bittiğini düşündüğünüz yerde alt geçitten karşıya geçerek kaldığınız yerden Özgürlük Köprüsü yakınlarına kadar devam edebilirsiniz. Bu sokak Peşte'de en çok vakit geçirebileceğiniz yerlerden birisi. Hem alışveriş hem de yemek için alternatifler çok. Ayrıca sokağın ilk bölümünün sonunda ( No: 31 ), sağ tarafta bulunan Molnar's Kürtöskalacs 'ta Macaristan'ın yerel tatlısı olan baca tatlısını yiyebilirsiniz. Bu tatlı, şekerli hamurun bir silindir etrafına dolanıp mangal üzerinde döndürülerek pişirilmesi suretiyle yapılıyor. Akabinde isteğe göre şeker, tarçın, çikolata, fındık, hindistan cevizi, vb. parçalara bulanarak servis edilir. İsterseniz hemen orada sıcak bir tane yiyebilirsiniz. Bir porsiyonu bir kişi için fazla geliyor, baştan söyleyeyim. Fiyatı da 800 forint , yaklaşık 3 Euro.


Sokağın diğer tarafı daha çok yemek yeyip, içebileceğiniz, hediyelik eşya alabileceğiniz mağazalarla ve kiliselerle dolu. Üstelik hemen hemen her akşam bu kiliselerde klasik müzik konserleri veriliyor. Sokağın sonunda Fövam Meydanı'na ulaşacaksınız. Burada hemen solda bulunan Anna Cafe biraz olsun dinlenmek için güzel bir tercih olabilir. Hemen yanında bulunan Burger King ile ortak kullandıkları tuvaletleri de rahatlıkla kullanılabilir. Aynı birliktelik sokağın diğer tarafında da geçerli tabiki.




Meydanda muhakkak görmeniz gereken yer, dış görüntüsüyle hemen farkedeceğiniz Central Market ( Nagyvasarcsarnog - hal binası ). Binanın içerisine girince ne kadar farklı bir yere geldiğinizi anlıyorsunuz. Giriş katında etlerin, tavukların, sebze ve meyvelerin satıldığı yerin üst katında hediyelik eşyalar ve yeme - içme yerleri bulunuyor. Oldukça büyük bir alana kurulmuş olan bu hal binasında yerel halkın içerisine karışabilir ve uygun fiyatlı alışveriş yapabilirsiniz.


Giriş kapısının hemen karşısındaki köşede bulunan Cosmo Card'ta fotoğraf çektirip, Budapeşte görüntüleri ile hazırlanmış digital fotoğraf kartına anında bastırabilirsiniz. Biz burada özellikle meyve - sebze bölümünde oldukça güzel zaman geçirip alışveriş yaptık.

Anlatılacak o kadar çok şey var ki, lafı çok fazla uzatmamak için devamı bir sonraki yazımda olacak...

2 yorum:

Bulent KAS dedi ki...

Budapeşte güzel ve pası alınmamış bir şehir. Bünyesinde birçok saklı güzellikleri barındırmakta. Toplam olarak 4 gün ailecek kaldık. Estergon ve Vişegrad şehirlerinide görme şansına ulaştık. Budapeştede kaplıcaları mutlaka deneyin neredeyse tüm günüzü almakta. Budapeşteye yolu düşenler için bizim rehberliğimizi türkçe yapan arkadaşları tavsiye( www.budapestetur.com ) ederim. Bizlere çok emekleri geçti. Gezmenin yanında tüm tarihide öğrendik ve nekadar bilgisiz olduğumuzu ben kendimce anladım. Birde trafik kurallarına mutlaka uyun.

Dilek dedi ki...

Şahsen oraları çok merak eden bi insan olduğum için, bu 3 bölümden oluşan yazılarının bana çok yararı oldu. Elinize ve emeğinize sağlık diyorum. İnşallah bir gün bana da nasip olur. İyi günler.