25 Mayıs 2010 Salı

Lost


Sene 2006. Eşim bana bu diziden bahsetti ve seyretmem için ilk 2 sezonun cd'lerini verdi. Dizi 2004 yılında başlamıştı ve dünyada milyonlarca izleyicisi bulunuyordu. İlk 2 sezonu gece gündüz demeden bir çırpıda seyrettim. Sonra başladık dizinin yeni bölümlerini beklemeye.

Bazen sıkılmadım değil diziden açıkçası. Hatta eşime kızdığım bile oluyordu bitmemiş bir diziyi seyretmeye başlattığı için beni. Üstelik dizi de giderek daha karmaşık ve sorularla dolu bir hal alıyordu. Öyle ya da böyle milyonlarca insan, 6 sene boyunca Lost'un peşini bırakmadı.  Sabırla ve büyük bir heyecanla dizinin final bölümünü bekledi. Açıkçası final bölümüne kadar hala kafamızda o kadar çok soru vardı ki. Kimbilir belki hala çoğu insanın beynini pek çok soru kemiriyordur.

Ve final gecesi... Merakla ve heyecanla bir solukta izledik. İlk hissettiğim şey büyük bir hayal kırıklığı oldu. Bazı şeylere anlam veremedim, bazı sahneleri gereksiz buldum ve sonunda " Bu mu yani ? " sorusunu sordum. Benim için 4 senelik bir serüvendi ve bu kadar uzun bir zamanın boşa geçtiğini düşündüm. Havada kalan o kadar çok şey vardı ki kendimce. Sorulabilecek onlarca soru, verilebilecek pek çok cevap ve bu cevaplar karşısında sorulacak başka sorular... Lost, benim için böyle bir diziydi. Sanki hiç bitmeyecek, bitse de bir şekilde bizimle birlikte devam edecek bir dizi.

Dizinin konusundan ziyade dizideki karakterler ön plandaydı benim için. Hepsi haklı ama hepsi haksızdı da. Hepsi iyi ama hepsi kötüydü de. Sonunda er ya da geç hepsi öldü. Ama bir şekilde gerçekten iyi olanlar, doğru olanlar biraraya gelmeyi başardı. Final bölümünün üzerinden çok değil sadece bir gün geçmesine rağmen dizinin sonuyla ilgili hayal kırıklığım azaldı açıkçası. Biraz okudukça ve tartıştıkça aslında kendine yakışır bir sonu olduğunu düşünmeye başladım. Almak istediğimiz cevapların detaylarda olduğunu ve bunun oldukça başarılı bir şekilde bizlere sunulduğunu fark ediyorum. Aslında önemli olan şey, Lost'un finali değil 6 sene boyunca bize anlattıkları ya da anlatmaya çalıştıklarıydı. Bir de bu gözle bakarsak diziye hayal kırıklıkları çok uzaklarda kalacaktır bizim için.

Bir serüvendi, bir hikayeydi, bir yaşanmışlıktı Lost ve sonunda o da bitti. Hiç seyretmemiş olanlar seyretsin mi diye soruyorum kendime ama bir cevap bulamıyorum ben de.

See you another life bro...

Hiç yorum yok: