27 Aralık 2009 Pazar

Avatar



Büyük bir merak ve heyecanla bekleniyordu. Dile kolay yaklaşık 15 senelik bir çalışmanın ve emeğin ürünü. Doğru zamanı beklemenin ve sabrın sonucu. İçinde hem eskiyi hem şu anı hem de geleceği barındıran bir film olmuş Avatar.

Özellikle Titanic, Terminatör gibi filmlerden sonra beklenti oldukça yüksekti James Cameron için. Bunca sene neler yaşadı, neler yaptı görecektik çünkü. Üç boyutlu animasyonda farklı bir tarzla çıktı karşımıza. Bugüne kadar yaşamadığımız , hissetmediğimiz üç boyutla karşıladı bizi. Avatar'ı seyretmek için tek neden bu bile olabilir. Aslında Avatar'ı seyretmek için pek çok neden var: Pandora gezegenini, Na'vi dilini, mavi renkli uzun kuyruklu varlıkları, tılsımlı ve mistik bir ormanı, gökyüzünde asılı duran dağları ve diğer şeyleri yaratması. Kendi kurduğu bu hayalin içine o kadar kolay çekiyor ki bizi.

Biz bu hayalde yaşarken James Cameron'ın bu hayalle bize verdiği mesajlar Avatar'ı daha güçlü ve anlamlı hale getiriyor. Büyük güç denilen Amerika'nın istediği bir şeyi elde etmek için her zamanki gibi o şeyi yok etmeyi seçmesi, biz insanların dünyamızı ve doğamızı yok edişimiz ve en önemlisi geçmişimize, köklerimize, dünyamıza, hayatımıza sahip çıkmayışımız filmin bize vermek istediği hatta verdiği ana mesajlar. Film 2154 senesinde geçiyor olmasına rağmen biz insanoğlunun değişmeyen en büyük özelliği hala kendini koruyabiliyor.

Biz Avatar'ı İstinye Park AFM Sinemaları'nda Imax salonunda 3D olarak seyretmeyi tercih ettik. Devasa bir perdede, hiç ara vermeden seyretmenin keyfini, iki boyutlu ve net olmayan alt yazı nedeniyle pek alamasak da gözlüklerimizi taktığımız ilk andan filmin bittiği son ana kadar heyecanımızı kaybetmedik. Evet, filmde klişeler vardı, tanıdık hikayeler de vardı ama kurgusuyla, oyuncularıyla, çekim tekniğiyle ve müziğiyle filmden çıkan herkesi etkisinde bırakmayı başardı. Özellikle filmin final sahnesiyle birlikte çalmaya başlayan " I See You ( James Honer ) " isimli parça filme son noktayı koymayı başardı.

Hepimizin hayatında ufak da olsa bir tılsım muhakkak var, bu tılsımı nerede, hangi zamanda ve ne durumda olursak olalım korumaktan asla vazgeçmeyelim...

Avatar'ı görmeniz, Pandora'ya gitmeniz dileğiyle...

Hiç yorum yok: