12 Nisan 2010 Pazartesi

Madeo ( Mother ) - Bong Joon-Ho


Sinemalarda vizyona giren filmlere şöyle bir bakarsak büyük çoğunluğunun Hollywood filmleri olduğunu görüyoruz. Aralarında istisnalar olsa da çoğu birbirinin tekrarı ya da benzeri. Zaten oynayan oyuncular da hemen hemen aynı kişiler. Bir kısır döngü kısacası. Film festivalleriyle bu kısır döngünün çok dışına çıkabiliyoruz neyse ki. Bazen aklımıza gelmeyecek bir ülkenin filmi ya da hiç bilmediğimiz bir oyuncunun performansı bizi kendisine hayran bıraktırıyor. Yazılan senaryolar, çekilen görüntüler, filmlerdeki müzikler... Farklı ve başarılı filmleri görmek mümkün oluyor festivaller sayesinde.

29. Uluslararası İstanbul Film Festivali sayesinde böyle nitelendirebileceğim bir filmi seyretme şansı buldum: Salinui Chueok ( Memories of Murder ) ve Gwoemul ( The Host ) filmleriyle kendisine oldukça sağlam bir yer edinmiş olan yönetmen Bong Joon - Ho'nun 2009 yapımı filmi Madeo ( Mother ). Güney Kore filmlerini seviyorum. Klişelerden uzak, başarılı oyunculuklara sahip ve sıradışı oluyor. Sıkılacağım galiba diye başlayıp nasıl bittiğini anlayamadım diye bitiriyorum filmleri. Genelde filmlerden sonra birkaç dakika yutkunmakla geçiyor. Madeo'yu izlerken de aynen bu düşüncelere sahiptim ve filmin sonuyla beraber biraz duraksadım.

Film, içinde fırtınaların koptuğu ama nedense çok masum ve sakin görünen bir kasabada, zihinsel engelli oğluyla birlikte yaşamaya çalışan bir annenin hikayesini anlatıyor. Kasabada bir cinayet işlenir, polis kolayı seçer, uğraşmaz ve zihinsel engelli çocuğu hapse atar. Bu durumu kabul etmeyen ve gerçeği ispatlamaya çalışan tek kişi ise anne'dir. Büyük bir mücadelenin ortasında ve yapayalnız kalır anne. Madeo, içerisinde dramı, mizahı ve gerilimi bir arada barındırıyor. Aslında bir cinayet filmi. Ama böyle filmlere göre çok duygusal, insanın bazı duygularını dürtüyor, yok sayamıyoruz onları bu filmde. Polisiye bir film ama başroldeki polis değil, oğlunun suçsuzluğu için bir dedektif gibi çalışan anne.

Ve filmin sonu... Son 15 dakika için yazılabilecek ya da söylenebilecek çok şey var. Bildik ve klişe sonlardan olmadığı kesin. İnsanı düşündürmemesi, duygulandırmaması mümkün değil. Aslında filmin sonuyla beraber tekrar filmin başına dönebiliyor insan. Sonuçta bitmiyor Madeo bizim için. Artık biz nasıl bir son uygun görürsek filme, o oluyor filmin sonu. Madeo, baştan başa zeka ürünü bir film. Kim Hye-ja'nın oldukça başarılı oyunculuk performansını da unutmamak lazım tabiki.

Festivalden yolu geçenler çok şanslıydı bu filmi görerek. Yolu geçmeyenlerin umarım seyretme şansı olur Madeo'yu. Üzerine çok şey düşünebilir ve söyleyebilirsiniz çünkü.

Seyredebilmeniz dileğiyle...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

seda abla filmi en önden izlediğim için kimseye tavsiye etmiyorum :)

Seda Cürgül Kaya dedi ki...

Yok yok, yine de herkese tavsiye etmelisin...